Ekonomi

Küresel Vergi Ortamında En Düşük Vergi Oranlarına Sahip Ülkeler

Bu rapor, 2024-2025 yılları için kurumlar vergisi, kişisel gelir vergisi ve tüketim (KDV/satış) vergisi kategorilerinde küresel çapta en düşük vergi oranlarını sunan yargı bölgelerine kapsamlı bir genel bakış sağlamaktadır. Sıfır veya tek haneli vergi oranlarına sahip ülkeler belirlenmekte ve vergi dostu ortamlarını tanımlayan temel özellikler vurgulanmaktadır. Rapor, sadece oran karşılaştırmalarının ötesine geçerek, rekabetçi vergi sistemlerinin inceliklerini derinlemesine incelemekte, geleneksel vergi cennetleri ile modern kurumsal vergi merkezleri arasındaki ayrımı ortaya koymakta ve özellikle OECD’nin asgari vergi girişimleri gibi gelişen küresel vergi reformlarının etkilerini tartışmaktadır. Bireylerin ve şirketlerin vergi konumlarını optimize etmek için stratejik değerlendirmeler de sunulmakta, durum tespiti ve uzman danışmanlığının önemi vurgulanmaktadır.

Giriş: Küresel Vergi Ortamında Gezinmek

Küresel vergi ortamı, uluslararası iş birliği çabaları, iç ekonomik politikalar ve jeopolitik değişimlerle sürekli olarak yeniden şekillenen karmaşık ve dinamik bir alandır. Çok uluslu şirketler ve yüksek net değerli bireyler için, uygun vergi rejimlerine sahip yargı bölgelerini belirlemek, stratejik finansal planlamanın kritik bir bileşenidir. Bu rapor, 2024-2025 dönemi için çeşitli kategorilerde en düşük vergi oranlarını sunan ülkelerin veri odaklı bir analizini sunarak bu ortamı açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır. Sadece oran karşılaştırmalarının ötesine geçerek, gerçek anlamda vergi dostu bir ortama katkıda bulunan temel faktörleri, yani düzenleyici istikrarı, iş yapma kolaylığını ve uluslararası şeffaflık standartlarına uyumu araştırmaktadır.

En Düşük Kurumlar Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2024-2025)

Kurumlar vergisi oranlarını anlamak, uluslararası genişleme veya yeniden yapılanma düşünen işletmeler için hayati öneme sahiptir. Küresel ortalama yasal kurumlar vergisi oranı, son yirmi yıldaki uzun vadeli düşüşünün ardından 2024’te yaklaşık %21,1 seviyesinde sabit kalmıştır. Ancak, bazı yargı bölgelerinde istisnai derecede düşük veya hatta sıfır oranlar bulunmaktadır.

Sıfır Vergi Yargı Bölgeleri

Bazı bölgeler, %0 kurumlar vergisi oranı sunmaya devam ederek belirli iş yapıları için son derece cazip hale gelmektedir. Bunlar arasında Cayman Adaları, Jersey Bailiwick ve Tokelau Adaları yer almaktadır.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de yakın zamana kadar %0 kurumlar vergisi oranına sahipti, ancak Haziran 2023 itibarıyla %9’luk yeni bir oran uygulamaya başlamıştır.

Bu yargı bölgeleri, kurumlar vergisinin olmaması durumunu, Cayman Adaları’nda görüldüğü gibi, lisanslama ücretleri gibi diğer mekanizmalar aracılığıyla telafi etmektedir. Bu bölgelerin cazibesi genellikle sadece vergi oranlarının ötesine geçerek, uluslararası iş için tasarlanmış sağlam finansal hizmetler sektörlerini ve düzenleyici çerçevelerini de kapsamaktadır. BAE’nin %0’dan %9’a geçişi, hala düşük bir oran olsa da, küresel vergi uyumunda artan bir eğilime ve potansiyel olarak OECD’nin küresel asgari vergi girişimleri gibi uluslararası baskılara bir yanıtı işaret etmektedir. Bu stratejik uyum, özellikle büyük çok uluslu işletmeler için, cazibelerini korurken gelişen uluslararası standartlara bağlı kalmalarına yardımcı olmakta ve kara listeye alınma veya daha yüksek vergi uygulayan yargı bölgelerinden cezai tedbirlerle karşılaşma riskini azaltmaktadır.

Tek Haneli Kurumlar Vergisi Oranları (2024-2025)

Tek haneli kurumlar vergisi oranları sunan ülkeler, küresel vergi ortamında dikkat çekmektedir. Macaristan, 2024 ve 2025 yılları için %9,00’lık istisnai derecede düşük bir kurumlar vergisi oranıyla öne çıkmaktadır. Bu durum, Macaristan’ı düşük vergi rejimlerinde önemli bir Avrupa oyuncusu yapmaktadır.

Kuzey Makedonya, hem yerleşik hem de yerleşik olmayan şirketlere yıllık gelire dayalı basitleştirilmiş bir vergi rejimi sunarak %10’luk bir kurumlar vergisi oranı uygulamaktadır.

Katar ise yerel kaynaklı karlar üzerinden %10’luk sabit bir kurumlar vergisi uygulamaktadır.

Karadağ %9 gelir vergisi ile en çok şirket kurulan ülkelerin başında geliyor. Karadağ’da şirket kurmak ise son derece hızlı ve kolay. Aynı zamanda şirket sahibine oturum izni vermesi ve 2028’de AB ye tam üye olma hedefi ilede ön plana çıkıyor.

Bu ülkeler, yabancı doğrudan yatırımı çekmek ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için düşük kurumlar vergilerini önemli bir ekonomik politika aracı olarak kullanmaktadır. Macaristan ve Kuzey Makedonya gibi ülkelerin Avrupa’da tek haneli kurumlar vergisi oranlarına sahip olması, OECD ortalaması olan %21,1’in oldukça altında kalmaktadır. Bu durum, daha büyük bir ekonomik blok içinde rekabet güçlerini artırmaya yönelik bilinçli bir stratejiyi yansıtmaktadır. Bu düşük oranlar, piyasa büyüklüğü veya altyapı gibi diğer faktörleri telafi ederek, özellikle vergi yüklerini en aza indirmek isteyen işletmeler için belirgin bir rekabet avantajı yaratmayı hedeflemektedir.

Önemli Avrupa ve Asya Düşük Vergi Merkezleri (2024-2025)

Tek haneli oranların ötesinde, birkaç başka yargı bölgesi de oldukça rekabetçi kurumlar vergisi oranları sunmaktadır; bunlar genellikle düşük çift haneli oranlardır. İrlanda, 2024 ve 2025 yılları için %12,50’lik bir kurumlar vergisi oranını korumaktadır. Bu ülke, “modern bir kurumlar vergisi cenneti” ve “geçiş OFC’si” olarak tanımlanmakta olup, şirketlerin Base Erosion and Profit Shifting (BEPS) araçları aracılığıyla fiili vergi oranlarını sıfıra yakın seviyelere düşürmelerine olanak tanımaktadır.

Litvanya %15’lik düşük bir kurumlar vergisi oranına sahiptir.

İsviçre, 2024 ve 2025 yılları için %19,61’lik bir kurumlar vergisi oranına sahiptir ve nispeten düşük kurumlar vergisi oranı ve genel rekabetçi vergi sistemiyle dikkat çekmektedir. Aynı zamanda önemli bir geleneksel ve kurumsal vergi cenneti olarak da tanımlanmaktadır.

Estonya, sadece dağıtılan karlara %20 kurumlar vergisi oranı uygulamakta olup, bu da elde tutulan kazançlar için fiili oranını düşürmektedir. Estonya, OECD ülkeleri arasında sürekli olarak en iyi vergi koduna sahip ülke olarak sıralanmaktadır.

Polonya‘nın kurumlar vergisi oranı %19’dur.

Bu ülkeler genellikle rekabetçi oranları sağlam yasal ve finansal altyapılarla birleştirerek, onları gelişmiş çok uluslu işletmeler için cazip hale getirmektedir. “Geleneksel vergi cennetleri” ile İrlanda, Singapur, Hollanda, İsviçre ve Birleşik Krallık gibi “modern kurumsal vergi cennetleri” arasındaki ayrım, stratejik vergi planlaması için kritik öneme sahiptir. Modern vergi cennetleri, OECD uyumu ve ikili vergi anlaşmaları sunarken, BEPS araçları aracılığıyla benzer düşük fiili vergi oranları elde etme imkanı sağlamaktadır. Bu, başlık oranının sıfır olmasa bile, BEPS araçlarından yararlanma ve kapsamlı vergi anlaşmaları ağından faydalanma yeteneğinin önemli vergi optimizasyonu sağlaması ve genellikle çok daha düşük bir

fiili vergi oranıyla sonuçlanması anlamına gelmektedir. Bu durum, bu yargı bölgelerini seçen şirketlerin, basit vergi kaçakçılığından ziyade karmaşık uluslararası vergi planlamasıyla uğraştığını da göstermektedir.

En Düşük Kurumlar Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2024-2025)

Aşağıdaki tablo, 2024 ve 2025 yılları için küresel çapta en düşük kurumlar vergisi oranlarına sahip ülkeleri özetlemektedir.

Ülke/Bölge2024 Kurumlar Vergisi Oranı (%)2025 Kurumlar Vergisi Oranı (%)Notlar
Cayman Adaları0%0%Lisanslama ücretleri uygulanır
Jersey Bailiwick0%0%
Tokelau Adaları0%0%
Macaristan9.00%9.00%Avrupa’daki en düşük oranlardan biri
Kuzey Makedonya10%10%Basitleştirilmiş vergi rejimi
Katar10%10%Yalnızca yerel kaynaklı karlar için
BAE9%9%Haziran 2023’te %0’dan yükseltildi
İrlanda12.50%12.50%Modern kurumsal vergi cenneti, BEPS araçları
Litvanya15.00%16.00%İşletmeler sermaye yatırım maliyetlerinin yüksek bir kısmını düşebilir
Polonya19.00%19.00%
İsviçre19.61%19.61%Nispeten düşük oran ve rekabetçi sistem
Estonya20.00%22.00%Sadece dağıtılan karlara uygulanır; OECD’de en iyi vergi kodu

En Düşük Kişisel Gelir Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2025)

Kişisel gelir vergisi oranları, uluslararası ikamet veya istihdam planlayan bireyler için önemli bir husustur. Birçok yargı bölgesi, rekabetçi kişisel vergi rejimleri aracılığıyla yüksek net değerli bireyleri ve yetenekli profesyonelleri çekmeyi hedeflemektedir.

Sıfır Kişisel Gelir Vergisi Yargı Bölgeleri (2025)

Birçok ülke %0 kişisel gelir vergisi oranı sunarak bireyler için oldukça cazip hale gelmektedir. Bunlar arasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahamalar, Cayman Adaları, Britanya Virjin Adaları (BVI), Vanuatu, Turks ve Caicos Adaları, Anguilla ve Katar yer almaktadır.

Bu yargı bölgeleri genellikle ada ülkeleri veya finans merkezleri olup, kamu hizmetlerini finanse etmek için yatırım tabanlı ikamet programları veya kurumsal ücretler gibi diğer gelir kaynaklarına bağımlıdırlar. Sıfır kişisel gelir vergisi uygulayan bu yargı bölgelerinin birçoğunun aynı zamanda açık deniz finans merkezleri (OFC’ler) olması, bireysel serveti ve yatırımı çekmeye yönelik bilinçli bir stratejiyi düşündürmektedir. Bu durum, onların geleneksel vergi cenneti statüleriyle de bağlantılıdır. Kişisel gelir vergisinin olmaması, geleneksel vergi cennetlerinin temel bir özelliğidir ve bireylerin kazançlarını ve varlık birikimlerini en üst düzeye çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu politika, genellikle geniş tabanlı bir yerel vergi sistemi yerine finansal hizmetlere ve sermaye akışlarına odaklanan ekonomik modellerinin temelini oluşturmaktadır.

Düşük Oranlı Avrupa Ülkeleri (2025)

Avrupa ülkeleri arasında, özellikle OECD’ye dahil olmayanlar, kişisel gelir vergisi oranları OECD ortalamasından (%42,8, 2025’te ) önemli ölçüde düşük olabilmektedir.

Bulgaristan ve Romanya, Avrupa’da %10,0’lık en düşük üst kişisel gelir vergisi oranını uygulamaktadır.

Moldova %12,0’lık üst oranla yakından takip etmektedir.

Macaristan‘ın üst oranı %15,0’dır.

Ukrayna %19,5’lik bir üst orana sahiptir.

Gürcistan‘ın üst oranı %20,0’dır.

Estonya %22,0’lık sabit bir orana sahiptir (daha önce %20 idi).

Çek Cumhuriyeti‘nin üst oranı %23,0’dır.

İsviçre, kantonlara göre değişen gelir vergisi oranları sunmakta olup, federal oran %11,5’e kadar çıkmakta ve genel üst oran %39,7’dir.

Bu ülkeler genellikle, daha geniş bir bölgesel bağlamda yetenek ve yatırım çekiciliklerini artırmak için nispeten düşük üst marjinal oranlara sahip sabit vergi sistemleri veya aşamalı sistemler kullanmaktadır. Doğu Avrupa ülkelerindeki (örneğin Bulgaristan, Romanya, Moldova, Macaristan) kişisel gelir vergisi oranlarının, Batı Avrupa OECD üyelerine kıyasla daha düşük olması, vergi rekabetçiliğini artırarak ekonomik büyümeyi teşvik etme ve insan sermayesini çekme yönündeki stratejik bir çabayı yansıtmaktadır. Bu ülkeler, birçoğu gelişmekte olan ekonomiler veya Sovyet sonrası piyasa yapılarını hala geliştiren ülkeler olup, yabancı yatırımı çekmek, girişimciliği teşvik etmek ve yetenekli iş gücünü elde tutmak için düşük kişisel gelir vergisi oranlarını aktif olarak bir kaldıraç olarak kullanmaktadırlar. Bu, daha köklü, yüksek vergi uygulayan ekonomilerden kendilerini ayırarak ekonomik kalkınmayı hızlandırma ve küresel ekonomiye daha derinlemesine entegre olma yönünde rekabetçi bir stratejidir.

En Düşük Kişisel Gelir Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2025)

Aşağıdaki tablo, 2025 yılı için küresel çapta en düşük kişisel gelir vergisi oranlarına sahip ülkeleri özetlemektedir.

Ülke/Bölge2025 En Yüksek Yasal Kişisel Gelir Vergisi Oranı (%)Notlar
BAE0%
Bahamalar0%
Cayman Adaları0%
Britanya Virjin Adaları (BVI)0%
Vanuatu0%
Turks ve Caicos Adaları0%
Anguilla0%
Katar0%
Bulgaristan10.0%Avrupa’daki en düşük oranlardan biri
Romanya10.0%Avrupa’daki en düşük oranlardan biri
Moldova12.0%
Macaristan15.0%
Ukrayna19.5%
Gürcistan20.0%
Estonya22.0%Sabit oran
Çek Cumhuriyeti23.0%
Panama25%Bölgesel vergi sistemi, yabancı gelir vergiden muaftır
İsviçre39.7%Kantona göre değişir; federal oran %11,5’e kadar

En Düşük Tüketim (KDV/Satış) Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2025)

Katma Değer Vergisi (KDV) veya Mal ve Hizmet Vergisi (GST) gibi tüketim vergileri, tüketiciler ve işletmeler için mal ve hizmet maliyetlerini etkilemektedir. Yeniden yerleşim için birincil itici güç olmasa da, düşük tüketim vergileri genel satın alınabilirliği önemli ölçüde artırabilir.

KDV/Satış Vergisi Olmayan Yargı Bölgeleri (2025)

Bazı bölgeler KDV veya satış vergisi uygulamamakta, bu da mal ve hizmet maliyetlerinin daha düşük olmasına yol açabilmektedir. Bunlar arasında Bermuda, Brunei Darussalam, Cayman Adaları, Cebelitarık, Grönland, Guernsey (Manş Adaları), Hong Kong ÖİB, Kuveyt, Libya, Makao ÖİB ve Katar yer almaktadır.

Bunların çoğu, gelirlerini başka yollarla elde eden veya geniş tabanlı bir tüketim vergisini gerektirmeyen belirli ekonomik yapılara sahip küçük ekonomiler veya finans merkezleridir. Bu yargı bölgelerinin birçoğunda, özellikle küçük bölgeler ve finans merkezlerinde KDV/satış vergisinin olmaması, vergi yüklerini çeşitli kategorilerde en aza indirmeye yönelik kapsamlı bir yaklaşımı göstererek, düşük vergi ortamları olarak cazibelerini pekiştirmektedir. Bu, sadece bir vergi kategorisinde değil, genel olarak vergisiz bir ortam yaratma stratejisidir. Bu bütüncül yaklaşım, sermayeyi, işletmeleri ve yüksek net değerli bireyleri çekerek, ekonomik faaliyetlerden kaynaklanan genel vergi çıkışını en aza indirmeyi amaçlayan rekabet avantajlarının temelini oluşturmaktadır. Bu durum, finansal hizmetlere ve uluslararası ticarete odaklanan oldukça uzmanlaşmış bir ekonomik modeli işaret etmektedir.

Tek Haneli KDV/Satış Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2025)

Tüketim vergisi uygulayan ülkeler arasında, bazıları çok düşük oranları korumaktadır. Umman‘ın KDV oranı %5’tir.

Tayvan, genel endüstrilere %5 oran uygulamaktadır.

Jersey (Manş Adaları) %5 Mal ve Hizmet Vergisi (GST) uygulamaktadır.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)‘nin KDV oranı %5’tir.

Panama‘da taşınır mal ve hizmet transfer vergisi %7’dir.

Singapur‘un Mal ve Hizmet Vergisi (GST) oranı %9’dur.

Japonya‘nın tüketim vergisi %10’dur.

Kamboçya, Lao PDR ve Moğolistan‘ın da KDV/GST oranları %10’dur.

Bu düşük oranlar, yurt içi tüketimi teşvik etmek, turizmi çekmek veya genel ekonomik rekabetçiliği sürdürmek için daha geniş bir stratejinin parçası olabilir. Singapur, Japonya ve BAE gibi önemli ekonomik merkezlerin tek haneli KDV oranlarına sahip olması, düşük tüketim vergilerinin sadece küçük açık deniz merkezlerinin bir özelliği olmadığını, aynı zamanda daha büyük, çeşitlendirilmiş ekonomilerde rekabetçiliği artırmak ve hem tüketicileri hem de işletmeleri çekmek için bilinçli bir politika olabileceğini göstermektedir. Daha büyük ve çeşitlendirilmiş ekonomiler için düşük tüketim vergisi oranı, sadece sermaye çekmenin ötesinde birden fazla amaca hizmet edebilir. Yurt içi tüketimi artırabilir, iç maliyetleri düşük tutarak ihraç mallarını daha rekabetçi hale getirebilir ve bölgesel veya küresel bir iş merkezi olarak cazibelerini artırabilir. Daha küçük vergi cennetlerinin aksine, bu ülkeler düşük tüketim vergilerini diğer gelir akışlarıyla dengeleyerek, geniş ekonomik teşviki hedefleyen daha karmaşık ve dengeli bir mali politika izlemektedir.

En Düşük Tüketim (KDV/Satış) Vergisi Oranlarına Sahip Ülkeler (2025)

Aşağıdaki tablo, 2025 yılı için küresel çapta en düşük standart KDV/Satış Vergisi oranlarına sahip ülkeleri ve bölgeleri listelemektedir.

Ülke/Bölge2025 Standart KDV/Satış Vergisi Oranı (%)Notlar
BermudaNA (Uygulanmaz)
Brunei DarussalamNA (Uygulanmaz)
Cayman AdalarıNA (Uygulanmaz)
CebelitarıkNA (Uygulanmaz)
GrönlandNA (Uygulanmaz)
Guernsey (Manş Adaları)NA (Uygulanmaz)
Hong Kong ÖİBNA (Uygulanmaz)
KuveytNA (Uygulanmaz)
LibyaNA (Uygulanmaz)
Makao ÖİBNA (Uygulanmaz)
KatarNA (Uygulanmaz)
Umman5%
Tayvan5%Genel endüstrilere
Jersey (Manş Adaları)5% (GST)
BAE5%
Panama7% (Taşınır mal ve hizmet transfer vergisi)
Singapur9% (GST)
Japonya10% (Tüketim vergisi)
Kamboçya10%
Lao PDR10%
Moğolistan10%
Myanmar5% (Ticari vergi, KDV yoktur)

Oranların Ötesinde: Vergi Dostu Ortamları Anlamak

Sadece başlık vergi oranlarına odaklanmak yanıltıcı olabilir. Gerçekten vergi dostu bir ortam, ekonomik istikrara, iş yapma kolaylığına ve yasal öngörülebilirliğe katkıda bulunan daha geniş bir dizi özelliği kapsar.

Rekabetçi Vergi Sistemlerinin Özellikleri

Rekabetçi bir vergi kodu, düşük marjinal vergi oranları ile karakterizedir.

Tarafsızlık, bir vergi kodunun en az ekonomik çarpıtmayla gelir elde etmeyi hedeflemesi anlamına gelir; bu, tasarruf yerine tüketimi kayırmaktan (örneğin yatırım veya servet vergileri aracılığıyla) ve hedeflenen vergi teşviklerini en aza indirmekten kaçınır. Vergi yasalarındaki karmaşıklık tarafsızlığı zayıflatabilir.

İş yapma kolaylığı açısından, yerel bir firma kurmaya ve işletmeye elverişli bir düzenleyici ortam kritik öneme sahiptir. Dünya Bankası’nın “İş Yapma Kolaylığı” sıralamaları Mayıs 2019’a göre belirlenmiş olsa da , hala düzenleyici verimlilik hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Örneğin,

Yeni Zelanda iş yapma kolaylığında 1. sırada yer almıştır.

Singapur 2. sırada ,

Hong Kong ÖİB, Çin 3. sırada ,

İsviçre 36. sırada ,

BAE 16. sırada ,

İrlanda 24. sırada ,

Estonya 18. sırada ve

Macaristan 52. sırada yer almıştır. Panama (2020’de DB puanı 66.6 ) ve Bahamalar (2020’de DB puanı 59.9 ) gibi diğer düşük vergi bölgeleri de bu sıralamalarda yer almaktadır. İş yapma kolaylığı sıralamalarının 2019’a ait olması, mevcut dönem için doğrudan bir gösterge olmasa da, yüksek bir sıralama, düşük vergi oranlarını tamamlayan istikrarlı ve öngörülebilir bir düzenleyici ortamın varlığını düşündürmektedir. Bu, bir yargı bölgesini sadece kısa vadeli vergi arbitrajı için değil, uzun vadeli yatırım için de gerçekten cazip hale getirmektedir. Temel düzenleyici felsefe ve kurumsal güç, zaman içinde istikrarlı kalma eğilimindedir. Bu istikrar, düşük vergi oranlarıyla birleştiğinde, işletmeler ve yatırımcılar için daha güvenilir ve çekici bir ortam yaratmakta, sadece vergi teşviklerinin ötesinde iş dostu bir ekosisteme olan bağlılığı işaret etmektedir.

Ekonomik istikrar ve köklü bir finans sektörü, İsviçre’de görüldüğü gibi, önemlidir. IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Veritabanı, küresel büyüme ve enflasyon tahminleri hakkında bilgiler sağlamaktadır. Şeffaflık ve bilgi paylaşımı da giderek artan bir öneme sahiptir. Tarihsel olarak vergi cennetlerinin bir özelliği olsa da, şeffaflık eksikliği artık ABD FATCA ve OECD’nin Ortak Raporlama Standardı (CRS) gibi girişimlerle aktif olarak mücadele edilmektedir; bu girişimler banka gizliliğini önemli ölçüde azaltmakta ve otomatik vergi mükellefi veri alışverişini sağlamaktadır.

“Vergi Cennetleri” ile Meşru Düşük Vergi Yargı Bölgelerini Ayırt Etme

“Vergi cenneti” için tek bir fikir birliğine varılmış bir tanım bulunmamaktadır.

Geleneksel Vergi Cennetleri, sıfır veya nominal vergi oranları, şeffaflık eksikliği, banka gizliliği ve çok az veya hiç önemli ekonomik faaliyet gerektirmemesi ile karakterizedir. Jersey, Cayman Adaları, Bermuda ve Britanya Virjin Adaları örnek olarak verilebilir. Bu tür yerler genellikle az sayıda ikili vergi anlaşmasına sahiptir.

Buna karşılık, Modern Kurumsal Vergi Cennetleri (Geçiş OFC’leri), sıfır olmayan resmi vergi oranlarına sahip olsalar da, yüksek düzeyde OECD uyumu ve kapsamlı ikili vergi anlaşmaları ağına sahiptirler. Bu tür bölgeler, sofistike Base Erosion and Profit Shifting (BEPS) araçları aracılığıyla şirketler için fiili olarak sıfıra yakın vergi oranları elde etmeyi kolaylaştırmaktadır. İrlanda, Singapur, Hollanda ve Birleşik Krallık bu kategoriye girmektedir.

“Geleneksel vergi cennetleri”nden “modern kurumsal vergi cennetlerine” (Geçiş OFC’leri) geçiş, küresel vergi optimizasyon stratejilerinde önemli bir adaptasyonu temsil etmektedir. Bu, açık sıfır vergi ve gizlilikten, benzer düşük fiili oranları elde eden daha sofistike, OECD uyumlu mekanizmalara doğru bir evrimi ifade etmektedir. Bu dönüşüm, vergi otoriteleri ile vergi planlamacıları arasındaki sürekli bir “kedi-fare” oyununu yansıtmaktadır. Şeffaflık önlemleri arttıkça, daha basit “kağıt üstü şirket” modeli daha az uygulanabilir hale gelmiştir. Modern vergi cennetleri, (genellikle yeni müzakere edilmiş) uluslararası vergi anlaşmaları çerçevesinde kar kaydırmaya izin veren karmaşık yasal ve muhasebe çerçeveleri oluşturarak bu duruma uyum sağlamıştır. Bu, işletmeler için düşük vergi ortamında gezinmenin artık sadece başlık oranlarını değil, vergi anlaşmalarının, BEPS kurallarının ve fiili vergi oranlarının inceliklerini anlamayı gerektirdiği anlamına gelmektedir. Bu sayede hem uyum sağlanmakta hem de istenmeyen sonuçlardan kaçınılmaktadır.

Bazı Olağandışı Durumlar da mevcuttur. Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya, finansal gizlilikleriyle dikkat çekmekle birlikte, yüksek vergi oranları nedeniyle akademik vergi cenneti listelerinden genellikle çıkarılmaktadır. Ancak, Delaware, Nevada, Wyoming ve Güney Dakota gibi belirli ABD eyaletleri, anonim mülkiyeti ve kabuk şirketlerini destekleyen yasaları nedeniyle bu tür özelliklere sahip olarak tanımlanmaktadır.

Küresel Vergi Reformlarının Etkisi (örn. OECD Asgari Vergi Girişimleri)

OECD’nin Base Erosion and Profit Shifting (BEPS) girişimi ve Küresel Asgari Vergi (İkinci Sütun), önemli reformlardır. Kazancı 750 milyon Euro’yu aşan şirketler için %15’lik küresel asgari vergi oranı, önemli bir gelişmedir. Bu reformlar, çok uluslu işletmelerin nerede faaliyet gösterirlerse göstersinler asgari düzeyde vergi ödemesini sağlamayı ve kar kaydırma teşviklerini azaltmayı amaçlamaktadır.

OECD’nin küresel asgari vergi girişimi, büyük çok uluslu şirketlerin düşük vergi yargı bölgelerini değerlendirme şeklini temelden değiştirmektedir. Bu durum, geleneksel sıfır vergi cennetlerinin bu tür kuruluşlar için cazibesini azaltabilir. %15’lik oran, kazancı 750 milyon Euro’yu aşan şirketler için geçerlidir. Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi (ITCI), bir ülkenin yerleşik şirketlerinin küresel gelirleri üzerinden asgari vergi uygulayıp uygulamadığını gösteren yeni bir değişken içermektedir. Bu, bir ülke %0 oranına sahip olsa bile, orada merkezi bulunan veya önemli operasyonları olan büyük bir çok uluslu şirketin, %15 asgariyi karşılamak için başka bir yerde veya yurt içinde ek vergi ödemek zorunda kalabileceği anlamına gelmektedir. Bu durum, en büyük şirketler için, bazı yargı bölgelerindeki %0 veya tek haneli başlık oranlarının daha az önemli hale geleceğini göstermektedir. Bu muhtemelen, bu büyük kuruluşları, %15 eşiğinin

üzerinde rekabetçi oranlar sunan veya küresel fiili vergi oranlarını yönetmek için sofistike BEPS karşıtı rejimlere (örneğin Gelir Dahil Etme Kuralı veya Eksik Vergilendirilmiş Karlar Kuralı gibi) sahip yargı bölgelerine yönlendirecektir. Bu, piyasada bir ayrışmaya yol açabilir: daha küçük, çok uluslu olmayan işletmeler için çok düşük vergi uygulayan yargı bölgeleri ve büyük çok uluslu şirketler için rekabetçi vergilendirilmiş, istikrarlı yargı bölgeleri.

Stratejik Değerlendirmeler ve Öneriler

Düşük vergi uygulayan yargı bölgeleri ortamında gezinmek, belirli bireysel veya kurumsal hedeflere göre uyarlanmış nüanslı bir yaklaşım gerektirir.

Vergi Stratejilerini Belirli İhtiyaçlara Göre Uyarlama (Bireysel İkamet vs. Kurumsal Operasyonlar)

Bireyler için, sıfır kişisel gelir vergisi uygulayan yargı bölgeleri (örn. BAE, Bahamalar, Cayman Adaları) net geliri maksimize etmek için oldukça caziptir, ancak yaşam kalitesi, altyapı ve ikamet gereklilikleri gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Şirketler için ise seçim, büyüklüğe, küresel ayak izine ve iş faaliyetlerine bağlıdır. Daha küçük işletmeler, gerçek %0 kurumlar vergisi uygulayan yargı bölgelerinden önemli ölçüde fayda sağlayabilirken, büyük çok uluslu şirketler OECD’nin küresel asgari vergisini ve modern kurumsal vergi cennetlerindeki BEPS araçlarının karmaşıklıklarını hesaba katmalıdır.

Durum Tespiti ve Profesyonel Danışmanlığın Önemi

Küresel vergi politikasının dinamik doğası, devam eden uluslararası reformlar ve artan denetimler tarafından yönlendirilmekte olup, uyumu sağlamak ve öngörülemeyen yükümlülüklerden veya itibar kaybından kaçınmak için sürekli izleme ve profesyonel tavsiye gerektirmektedir. Vergi oranları, BAE’nin yakın zamanda kurumlar vergisi getirmesi ve Estonya’nın kişisel gelir vergisi oranını artırması gibi örneklerle gösterildiği gibi, değişime tabidir. Yasal vergi kaçınma ile yasa dışı vergi kaçırma arasındaki ayrım kritik öneme sahiptir ve transfer fiyatlandırması gibi kurumsal faaliyetlerde bu çizgi genellikle bulanıklaşmaktadır. Algılanan “vergi cenneti” statüsüyle ilişkili yasal ve itibar riskleri dikkatle değerlendirilmelidir. Vergi yasaları karmaşık ve sık sık güncellendiği için, mevcut vergi oranlarını teyit etmek ve iş kararları için belirli çıkarımları anlamak amacıyla vergi uzmanlarına danışılması tavsiye edilmektedir. FATCA ve CRS gibi küresel şeffaflık girişimlerinin bankacılık gizliliğini azaltmasıyla , parayı opak, sıfır vergi uygulayan yargı bölgelerinde “saklama” dönemi büyük ölçüde sona ermiştir. Düşük vergi oranları cazip olmaya devam ederken, odak noktası uyumlu bir çerçeve içinde

meşru vergi optimizasyonuna kaymıştır. Bu, kuruluşların titiz durum tespiti yapması, uluslararası vergi yasalarının (örneğin BEPS araçları, anlaşma ağları) inceliklerini anlaması ve gelecekteki düzenleyici değişikliklere dayanıklı, sürdürülebilir, uyumlu vergi stratejileri oluşturmak için uzman tavsiyesi alması gerektiği anlamına gelmektedir. Uyumsuzluk veya itibar kaybının maliyeti, artık genellikle agresif, uyumsuz stratejilerden elde edilecek potansiyel vergi tasarruflarını aşmaktadır.

Sonuç

2024-2025 yılları için en düşük vergi oranlarına sahip ülkeleri belirlemek, sıfır vergi uygulayan açık deniz bölgelerinden, oldukça rekabetçi tek haneli veya düşük çift haneli oranlara sahip Avrupa ülkelerine kadar uzanan çeşitli bir tablo ortaya koymaktadır. Cayman Adaları, Jersey ve Tokelau Adaları gibi yargı bölgeleri %0 kurumlar vergisinde lider konumdayken, BAE, Bahamalar ve Cayman Adaları %0 kişisel gelir vergisi sunmaktadır; ancak bu oranların stratejik değeri daha geniş bir bağlamda değerlendirilmelidir. İrlanda ve Singapur gibi modern kurumsal vergi cennetleri, sıfır olmayan başlık oranlarına rağmen, kapsamlı anlaşma ağları ve BEPS araçları aracılığıyla sofistike vergi optimizasyon mekanizmaları sunmaktadır. OECD’nin %15’lik küresel asgari vergiye yönelik çabaları gibi küresel vergi politikasının devam eden evrimi, sürekli adaptasyon ve uzman rehberliğinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Nihayetinde, gerçekten vergi dostu bir ortam, düşük oranları sağlam yasal çerçeveler, ekonomik istikrar ve iş yapma kolaylığı ile birleştirmekte olup, herhangi bir stratejik finansal karar için kapsamlı durum tespiti ve profesyonel danışmanlığı zorunlu kılmaktadır.

Yurtdışında Şirket Kurmak ile ilgili daha fazla detaylı bilgi almak için https://yurtdisindasirketkurmak.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Başa dön tuşu