Doç Dr Rana Karayalçın – Tüp Bebek Ankara

Doç Dr Rana Karayalçın / Tüp Bebek Ankara
Doç Dr Rana Karayalçın Adres: Turan Güneş Bulvarı, 630.Sok, (TRT Genel Müdürlüğü Karşısı) No:6, 06450 Oran – Çankaya/ANKARA, Türkiye
Doç Dr Rana Karayalçın Telefon: +90 312 5934444 Numarayı Tıklayarak Arama Yapabilirsiniz
Doç Dr Rana Karayalçın Alternatif Telefon: +90 312 4445544
Doç Dr Rana Karayalçın Faks Numarası: +90 312 5934464
Tüp Bebek Nedir
Tüp Bebek , kadından toplanan yumurtaların vücut dışında, laboratuar ortamında eşinden alınan spermlerle döllendirilmesi ve oluşan embriyoların 2 ile 5 gün sonra tekrar kadın rahmine yerleştirilmesidir.
İlk kez İngiltere’de 1978 yılında tüp bebek yöntemi ile Loise Brown isimli bir kız bebek dünyaya gelmiştir. 1990’lardan sonra geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle pek çok ilerlemeler kaydedilmiştir. Günümüzde, her yil binlerce çift bu yöntemlerle çocuk sahibi olmaktadır. Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise, kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır olmuştur. Bugün, endometriosis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendirilmektedir.
Tüp bebek tedavisi uzun ve yorucu bir süreçtir. Tüp bebek tedavisi 3 aşamadan oluşmaktadır.
Yumurta uyarılması;(kontrollü ovarian hiperstimulasyon) Yumurta gelişiminin sağlanması amacıyla çeşitli hormon preparatları kullanılmaktadır.
Yumurta toplanması.
Embriyo oluşturmak üzere kadından alınan yumurta ile erkekten alınan spermin döllenmesi ve 3-5 gün laboratuvardaki inkübatörlerde saklandıktan sonra embriyo transferi. Transferden 10-12 gün sonra gebelik testi yapılır. Folik asit eksikliğinde bebeklerde oluşabilecek nöral tüp defektlerini önlemek amacıyla tedavinin hazırlık döneminde folik asit preparatları kullanılmaktadır.
Kimlere Tüp bebek (IVF) yapılmaktadır ?
- Çiftin korunmadığı ve çocuk isteği olmasına rağmen 1-2 yıl süreyle hamile kalınamadığı durumlarda.
- Tüpleri tıkalı olanlar (geçirilmiş dış gebelik, enfeksiyon, tüberküloz v.s.)
- 3-6 defa ovulasyon indüksiyonu ve aşılama yapılmasına rağmen hamile kalamamış olanlar ,
- Açıklanamayan infertilite
- Polikistik over sendromu
- Erkekte ciddi sperm bozukluğu bulunması (sayı, hareketlilik azlığı).Sperm sayısı 5 milyon/mL den fazla olanlarda Konvansiyonel IVF veya ICSI , sperm sayısı 5 milyon/mL den az olanlarda ICSI yapılmaktadır.
- Kadının 40 yaş üstünde olduğu ve hamile kalınamadığı durumlar.
- Endometriosis (ileri evre).
- Yaygın karın içi yapışıklıkları olan kadınlar.
İnfertilite Nedir
İnfertilite (Kısırlık) Nedir?
İnfertilite (çocuk sahibi olamama hali) en az 12 ay süreyle korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik halinin oluşmaması durumudur. Primer infertilite kadının hiç gebeliğinin olmaması durumu iken, sekonder infertilite sağlıklı doğum olup olmadığına bakılmaksızın daha önce kadının gebe kalabildiği durumları tanımlamak için kullanılır. İnfertil kadınların yaklaşık %30’u primer infertil iken, yaklaşık %70’inde daha önce bir veya daha çok gebelik olmuştur.
Yaklaşık olarak 15-44 yaş grubundaki kadınların %8-10 kadarı gebe kalmada sorunları olabilir. Tabii bu rakamlar toplumlar arasynda farklılıklar gösterebilir. İnfertilite hekiminin görevi sorunu teşhis ve tedavi etmek yanında, hiçbir sorun olmasa bile hastanın gebe kalma şansını değerlendirip infertil çifti bilgilendirmektir. Özellikle döllenme kapasitesinin daha az olduğu 35 yaş ve üzeri kadınlarda yapılan tetkikler sonucu sorun gözükmese bile gebe kalmak için gereken sürenin kısaltılması gerekebilir.
Siklus başına gebelik oranı nedir?
Siklus (İngilizce Cycle) kadının adet gördüğü günden, diğer adetinin başladığı güne kadar olan dönemdir. Daha önce gebeliği olan tamamı ile sorunsuz 100 fertil çiftin, kadının ovulasyon (Yumurtlama) zamanına yakın dönemde düzenli cinsel ilişkide bulunduklarını ve ay sonunda gebelik testi uygulandığını varsayalım. Sadece 20-25 çiftin gebe kaldığını görürüz. Bir ay sonra 15-20 çift daha gebe kalır ve matematiksel olarak 4 ayın sonunda çiftlerin hepsinin gebe kalması gerekmesine rağmen, gerçekte bir yıl sonunda %85-90’ı gebe kalabilir. İşte bu %20-25 oranı normal çiftlerin doğal koşullarda ay (siklus) başına düşen gebelik oranlarını gösterir. Çoğu zaman infertil çiftlerden bahsederken, bu ay başına (siklus) düşen gebelik oranlarının bu normal oranların altına düştüğü çiftler kasdedilmektedir. Ay başına gebelik oranı %5 olan bir çiftin, her ay düzenli cinsel ilişkide bulunsalar bile bir yılın sonunda gebe kalma ihtimalleri matematiksel olarak sadece %60’dır.
Gebelik nasıl oluşur?
Normal gebeliğin oluşması için gametlerin, yani sperm (erkek) ve yumurtanın (kadın) biraraya gelebilmesi gerekir. Yumurta normal ovulasyonu (yumurtlaması) olan kadında her ay iki adetin ortasına yakın bir dönemde (28 günlük siklusları olan kadında, siklusun 14-16.günlerinde) yumurtalıklardan atılır ve tuba içine girer. Yumurta yaklaşık 12-48 saat canlı kalabilir ve bu süre içinde sperm ile temas etmelidir. Gebelik olabilmesi için ortamda canlı sperm olmalıdır. Normal özelliklerdeki spermin normal bir kadın vucudunda 3-8 gün canlı kalabilmesi insanlarda gebelik oluşması açısından çok önemlidir. Kadının her ay bir defa yumurtlamasına karşın, erkek kadın vucuduna defalarca canlı sperm iletebilir. İdeal olarak yumurtlama döneminde gün aşırı cinsel ilişkide bulunulması kadın vücudunda devamlı canlı sperm bulundurulmasına ve o aya ait gebelik oranının maksimum olmasına yarar. Bu nedenle ayrıntılı tetkik ve tedavilere başlamadan önce infertil çiftlerin cinsel alışkanlıkları sorgulanmalı ve yumurtlama döneminde düzenli (optimum günaşırı) cinsel ilişkide bulunmaları teşvik edilmelidir. Bir kadının gebe kalabilmesi için gerekenler:
Normal bir uterus ve açık tüpler
Yumurta oluşumu
Spermin kadın vucuduna verilmesi ve yeterli süre (yumurtanın canlı olduğu devreye kadar) kadın vucudunda canlı kalabilmesi
Spermin yumurtayı dölleme yeteneğine sahip olması
Döllenen yumurtanın rahim içine ulaşabilmesi
Rahim içini örten endometrium denen tabakanın döllenmiş yumurtayı kabul edecek yapıda olması
İnfertilite tipleri
Yukarıda gebe kalabilmek için gerekli elementlerin hangilerinin olmadığına göre infertilite tipleri isimlendirilir.
Tubal faktör: Kadının tubaları tıkalı veya etrafa yapışıktır. Nedeni daha önce geçirilmiş enfeksiyonlar veya ameliyatlar olabilir. Yumurtanın atıldıktan sonra sperm ile birleşmesi veya döllenmiş yumurtanın rahim içine ilerlemesi imkansızdır. Gebelik nadiren olur ve olan gebeliklerin büyük kısmı da rahim içinden başka yerlere yerleştiği için (Dış gebelik) tehlike oluşturabilir.
Erkek faktörü: Sperm kalitesi yetersizdir. Kadın vucudunda yaşam süresi kısa olabilir veya yumurtayı dölleme yeteneği azdır.
Endometriosis: Rahim içinde bulunması gereken endometrium dokusunun karın içinde, yumurtalıklar hatta barsaklar üzerinde olması durumudur. Bazı durumlarda tüp, yumurtalık ve rahimde şiddetli yapışıklıklar oluşturarak, bazen de bağışıklık sistemi (immunolojik) ile ilgili sorunlar oluşturarak kısırlık nedeni olabilir.
İnfertilite tedavileri
Yumurtalamanın Uyarılması
Özellikle yumurtlamanın olmadığı veya düzenli olmadığı kadınlarda uygulanır. Çoğu zaman rahim içine özel metodlarla hazırlanmış spermlerin aşılanması yöntemi ile birlikte kullanılır. Hafif endometriosis, hafif erkek problemleri veya açıklanamayan infertilite olgularında kullanılan bir tedavi yöntemidir. Genellikle başarı her ay normalde bir veya iki yumurta oluşturan kadında oluşan yumurta sayısının 3-4 taneye çıkarılmasına bağlıdır. Ancak çoğul gebelik oranı özellikle 3-4 yumurtadan fazla geliştiği durumlarda çok yükselir. Ovulasyon için değişik metodlar ve ilaçlar kullanılabilinir. Bir kadın düzenli ve uygun aralıklarla (22-32 günde bir) adet görüyorsa mutlaka ovulasyonu düzenlidir. Ayrıntılı incelemelerle ovulasyon takibi gereksizdir.
Suni döllenme (aşılama)
Tam yumurtlamanın olduğu zaman veya buna yakın bir zamanda spermin kadın vucuduna cinsel ilişki dışında bir metodla verilmesidir. Spermler hiçbir işleme tabi tutulmadan rahim ağzına enjekte edilebileceği gibi, özel metodlarla sadece en hareketli ve iyi olan spermler ayrılarak (Sperm yıkama metodları) direkt rahim içine verilebilir. Normalde meninin büyük kısmı prostat salgısıdır. Sperm menide hacim olarak sadece %10’luk bir kısım tutar. Sperm yıkama metodları spermi meni sıvısından ayırır. Direkt meninin rahim içine verilmesi özellikle menide yüksek konsantrasyonda bulunan prostaglandin denilen hormonlar nedeni ile şiddetli rahim kasılmalarına neden olabilir. Rahim içi aşılama özellikle subfertil erkeklerde tercih edilen tedavi yöntemidir, ancak işe yaramadığını ve mutlaka superovulasyon (ilaçlarla her ay 3-4 adet yumurta oluşturma) teknikleri ile birleştirilerek kullanılması gereken bir tedavi metodu olduğunu ileri süren çalışmalar da vardır. En sık kullanıldığı durumlar erkeğe bağlı infertilite, açıklanamayan infertilite ve rahim ağzına ait problemler nedeni ile oluştuğu düşünülen kısırlık nedenleridir.
Tubal Mikrocerrahi
Tüplerin tıkalı olduğu (Tubal faktör) kısırlık durumlarında gerek tüplerin tıkanıklığının açılması, gerekse etrafındaki yapışıklıkların açılması yeniden yapışıklıkların oluşmaması için son derece incelik gerektiren bir operasyon gerektirir. Bazen mikroskop kullanılmasını gerektiren bir yöntemle operasyonlar gerçekleştirilir. Bazen tüplerin bozuk ve tıkanık kısımları çıkarılıp, sağlam kısımları uç uca dikilir.
In Vitro Fertilization (IVF-Vücud Dışı Döllenme) veya Tüp Bebek
Yumurtanın anne vucudundan dışarı alınması ve insan vucudunu taklit eden ortam içinde sperm ile aynı ortama konularak vücud dışında döllenmesi olayıdır. İlk canlı doğum 1978 de İngiltere’de elde edilmiş ve bu tarihten sonra sadece tüpleri tıkalı kadınlarda değil, pekçok infertilite nedeninde de (tüplerin tıkanıklığı, rahim ve yumurtalık etrafındaki yaygın yapışıklıklar, endometriosis, erkek faktörü, bağışıklık sistemi sorunlarına bağlı infertilite, nedeni bilinmeyen infertilite) uygulanmış İlk yıllarda doğal olarak oluşan 1-2 yumurta laparoskopik olarak toplanırken, sonraları yumurtlama uyaran ilaçların devreye girmesi ile kadından 8-9 yumurta alınması mümkün olmuş ve işlemin başarı şansı önemli ölçüde yükselmiştir.
Intracytoplasmic Sperm Injection veya Mikroenjeksiyon
Intracytoplasmic sperm injection (ICSI – iksi diye okunur) tek bir spermin mikroskop altında özel cam iğneler ile tutulup, yumurta sitoplazması içine enjekte edilmesi tekniğidir. Deyimin Türkçesi sitoplazma içine sperm enjeksiyonu anlamına gelir. Bu metod ile ilk gebelik 1992 yılında elde edilmiş ve erkek faktörüne bağlı infertilite de devrim yaratmıştır.
Erkeklerde Kısırlık
İnfertilite diğer ismiyle kısırlık nedenlerinden %15’i erkeğe aittir. Ayrıca erkek kısırlığı, % 30-40 oranında, kısırlığın başka nedenleriyle beraber olabilir. Bu nedenle, çocuğu olmayan eşler, birlikte araştırmaya alınmalıdır.
Evli çiftler, isteklerine ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içinde gebelik olmamış ise infertil kabul edilirler. Ancak çiftlerden biri 35 yaşın üzerindeyse, bir yıl beklemeden de tetkik ve tedavi için başvurabilirler.
Erkek infertilitesi aşağıdaki nedenlerden dolayı olabilir.
Genetik nedenler, Hormonal nedenler, Çevresel nedenler – İş koşulları. Dar pantolon giyme, uzun yol kamyon şoförleri, cam işçileri, fırıncılar gibi mesleklerde testislerin sürekli olarak yüksek ısıya maruz kalması sperm üretimini etkiler.
İnmemiş testis. İki taraflı olduğunda kısırlık nedenidir.
Bağışıklık sistemi ile ilgili nedenler
Seksüel ve psikolojik nedenler
Enfeksiyonlar: Gonore (bel soğukluğu), tuberküloz, klamidya, mikoplazma ve üreoplazma enfeksiyonları genellikle sperm toplama kanallarında tıkanıklık oluşturarak infertiliteye neden olabilirler. Bazı virutik hastalıklarda da (örneğin kabakulak) testis tutulumu iki taraflı olursa kalıcı kalıcı hasar oluşabilir.
Sistemik enfeksiyonlar (böbrek ve karaciğer hastalığı)
Travma (yaralanma)
Testis tümörleri: Kanser tedavisi için kullanılan ilaçlar ve radyoterapi sperm üretimini olumsuz etkiler.
İnfertilite tetkiklerinin ilk yapılanı sperm analizi olmalıdır. Standardize edilebilmesi açısından 2-4 günlük cinsel perhizden sonra yapılmalıdır.
Semen incelenmesinde herhangi bozukluk olursa, bir ay ara ile test tekrarlanmalıdır. İkinci testte de bozukluk varsa, o zaman muayene ve diğer tetkikler gereklidir.
Muayenede penis, üretra ağzı, testisler, epididim, varikosel durumu ve prostat yönünden inceleme yapılmalıdır. Gene hastanın vucut yapısı, kıllanma, dış genital organları, penis boyutları incelenir. Cinsel fonksiyonları, ereksiyon – ejekülasyon ve infertilite nedeni olabilecek alışkanlıklar sorgulanır. Aşağıdaki unsurlar fertilite için risk faktörleridir:
- Sigara
- Alkol
- İlaçlar
- Uyuşturucu maddeler
- Kemoterapi ( kanser ilaçları)
- Radyasyon
- Yüksek ısıya testislerin sürekli maruz kalması
Vasa deferensin doğuştan yokluğu muayene ile anlaşılabilir. Bu testis içindeki küçük sperm kanallarının birleşmesi sonucu oluşan kalın ve testis ile prostat arasındaki boru sistemidir. Bu durumda kistik fibrozis adlı genetik bir hastalık için araştırma yapılmalıdır.
Testis boyutları normalden çok küçük ise, akla bazı genetik hastalıklar gelebilir. Klinefelter sendromu da denilen erkekte bir X cinsiyet kromozomu fazlalığı ile karakterize bir durumdur. Hastada menide hiç sperm olmaz. Bu hastaların bir kısmında testisten alınan biyopside olgun sperme rastlanabilmektedir. Gene sekonder seks karakterleri denilen kıllanma, cinsel fonksiyon bozukluğu gibi durumlarda hormonal bozukluk (hipotalamik hipogonadism) akla gelebilir.
Kriptorşitizm (inmemiş testis): Doğumda veya en geç bir yıl içinde testisler yumurtalık torbasına iner. Testislerin ikisinin veya bir tanesinin skrotuma inmemesine kriptorşizm denir. Karın içinde kalan testisler daha yüksek ısıya maruz kaldıkları için sperm üretimi bozulur. İki taraflı olmadıkları sürece kısırlık nedeni nadiren olurlar.
Varikosel : Testis etrafındaki damar sisteminin kapak yapısı bozulur ve tıpkı bacaklardaki varisler gibi toplar damarlar genişler. Testis dolaşımının bozulması, testis ısısının artması gibi nedenlerle sperm oluşumuna olumsuz etkide bulundukları düşünülmektedir. Bazı durumlarda cerrahi tedavisi gerekebilir.
Semen analizinde bir anormallik varsa, özellikle sayi 10 milyon/ml’nin altındaysa veya kişide diyabet gibi herhangi bir endokrin bozukluk varsa, hormon tetkikleri istenmelidir. Bu amaçla FSH ve Testosteron düzeylerine bakılır. Gerekli durumlarda tetkikler derinleştirilir.
Anormal spermatogez durumundaki erkeklerin pek çoğunda FSH normal olabilir. Fakat serum FSH seviyesinin yüksek olması, anormal spermatogenezisin bir göstergesidir.
Ayrıca meni verdikten sonra idrar alınıp içinde sperm olup olmadığının bakılması gerekebilir. Ultrasonografi, antisperm antikor testi, servikal mukus interaksiyon testi gibi semen ve sperm için özel testler gerekebilir.
Mikroskopta lökositler ile immatür germ hücreleri aynı şekilde görülürler ve birbirinden ayrılması son derece güçtür. Bu görüntü genel olarak “yuvarlak hücre” olarak isimlendirilir. Pek çok laboratuvar da bu yuvarlak hücreleri lökosit olarak değerlendirilir ve rapor eder.
Böyle durumlarda genital traktusta enfeksiyon araştırılmalıdır. Ayrıca immünokimyasal testler ile bu hücrelerin immatür germ hücresi mi yoksa lökosit mi olduğu belirlenmelidir.
Azospermi
Erkeğin menisinde canlı veya cansız hiç sperm hücresi olmamasıdır. Tüm erkeklerin %1’inde, infertil erkeklerin ise %10-15’inde görülür. Azospermi pre-testiküler, testiküler ve post-testiküler olmak üzere üç katogoride incelenebilir.
Azosperminin pre-testiküler nedenleri, spermatogenezisi etkileyen endokrin bozukluklardır. Bu durum nadir olarak görülür. Hipogonadotropik hipogonadism denilen durumda hastada sıfır sperm üretimi olabilir, ama ilaç tedavisi ile hastalar düzelirler.
Primer testiküler bozukluk olarak bilinen testiküler nedenler, bizzat testisin kendisini ilgilendiren bozukluklardır.
Post-testiküler nedenler ise, ejakülasyon disfonksiyonu veya obstrüksiyon bozukluğundan kaynaklanabilir. Olguların %40’ında bu durum söz konusudur.
Azosperminin pre- ve post-testiküler bozuklukları tedavi edilebilir patolojilerdir. Oysa testiküler bozukluk genellikle geri dönüşümsüzdür. Ancak, varikosel nedeniyle meydana gelen bozukluk bunun dışında tutulmalıdır.
Diğer bir azospermi değerlendirme katagorisi ise kanal sisteminin tıkalı olup olmamasına göre yapılır.
Tıkalı tip: Erkeğin yumurtalıklarında (testis) sperm yapımı olmasına rağmen hücreleri ileten kanallarda tıkanıklık olması nedeniyle (daha önce geçirilmiş iltihabi bir hastalık gibi) sperm hücreleri dışarı çıkamaz. Bu hastalarda enjektör ve iğne yardımı ile testis veya sperm kanallarından hücre alınır.
Tıkalı Olmayan Tip: Burada ise sperm hücresini yapımı ya hiç olmamakta, ya da hücre olgunlaşması tamamlanamadığı olgun sperm hücresi bulunmamaktadır. Bu tip azospermi pek çok nedenden olabilir: İnmemiş testis, genetik, çevresel nedenler gibi. Bu hastalarda testislerden iğne yardımı ile (tesa) veya biyopsi ile çok küçük parçalar .(tese, mikrotese) alınarak sperm hücresi aranır.
TESA: TEstikuler Sperm Aspirasyonu
TESE: TEstiküler Sperm Ekstraksiyonu
PESA: PErkutan testikuler Sperm Aspirasyonu
MESA: Mikrocerrahi Epididimal Sperm Aspirasyonu
Spermiogram’ın normal değerleri:
Volüm………………………………. 1.5-5 ml arasında.
Konsantrasyon…………………….. 20 milyon /ml
Motilite……………………………… % 50 üzerinde.
Morfoloji……………………………. % 30 ve üzerinde WHO’ya göre %14 Kruger Kriterleri’ne göre.
İleri hareket……………………….. >%20 üzerinde olmalıdır.
Varikosel ve Kısırlık:
Testis etrafındaki damar sisteminin kapak yapısı bozulur ve tıpkı bacaklardaki varisler gibi toplar damarlar genişler. Testis dolaşımının bozulması, testis ısısının artması gibi nedenlerle sperm oluşumuna olumsuz etkide bulundukları düşünülmektedir. Bazı durumlarda cerrahi tedavisi gerekebilir.
Her varikoseli olan erkek infertil değildir.Fakat infertilite nedeni ile değerlendirilen erkeklerin yaklaşık üçte birinde varikosel vardır.
Normal popülasyonda erkeklerin %15’inde, infertil erkeklerin ise %40’ın da varikosel görülür. Fizik muayenede hasta hem ayakta hem de yatar pozisyonda muayene edilmelidir. Ayakta palpasyon yapıldığında varikosel “solucan torbasi”şeklinde hissedilir. Yatar pozisyona geldiğinde bu durum kaybolur veya iyice azalır.
Varikoselin tedavisi cerrahi yöntemle olur.
Varikosel Cerrahi Endikasyonları:
Sperm parametreleri normal ise varikosel ancak ağrı ve kosmotik nedenlerle (bazen çok büyük olabilir) ameliyat edilir.
Genç erkekler sperm parametreleri normal bile olsalar, yıllık kontrollerle takip edilmeli ve sperm oluşumunda sorunlar ilerlemeden opere edilmelidirler.
Çocuk yaşta varikosel tespit edilmesi durumunda:
Varikosel olmayan taraf testisinin hacmi ile aradaki fark 2 ml veya üzeri ise
Anormal semen sonuçları klinik varikosel ile birlikte ise
Ağrı, şişlik, ağırlık hissi gibi şikayetler var ise
Varikosel iki taraflı ise ameliyat önerilmelidir.
İnfertil veya sperm parametrelerinin kötü olduğu durumlarda özellikle kadın hasta yaşı önemlidir. Eşinin yaşı ileri olan erkekte operasyon neticesini bekleyecek zaman olmayabilir. Bu nedenle ağrı gibi başkaca neden yoksa yardımcı üreme yöntemleri ile tedavi planlanmalıdır.
Bunun dışında genç infertil hastalarda varikosel operasyonu endikasyonu vardır.
Kadında da bir kısırlık nedeni varsa ve bunun tedavisi sadece tüp bebek ile yapılacaksa varikosel cerrahisine ağrı ve kosmotik neden dışında gerek yoktur.
Varikosel tamiri sonucu enfeksiyon, hidrosel, varikosel persistansı veya nüksü, nadiren de testis atrofisi gibi bazı komplikasyonlar meydana gelebilir.
Varikosel tamirinden sonra, 3 aylık aralıklarla, gebelik oluşuncaya kadar veya bir yıl süreyle semen analizi yapılmalıdır.
Ameliyat Teknikleri:
Varikosel için pekçok ameliyat tekniği uygulanagelmiştir. Bunlar arasında retroperitoneal, inguinal (kasık bölgesinden kesi ile), mikrocerrahi, inguinal bölgenin daha alt seviyesinden kesilerek, laparoskopik yöntem ile veya radyolojik olarak damarların tıkanması (embolizasyon) yöntemleri sayılabilir. Amaç komplikasyonların ve varikoselin tekrar oluşmasının en aza indirilmesidir. Kasık altı bölgeden testis damar ve bağlarının açıldığı ve mikrocerrahi yöntemi kullanıldığı ameliyat tekniği bu açıdan en başarılı yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntemin ameliyat sonu ağrısı da daha az olmaktadır.
Varikosel ve azospermi:
Bazı çalışmalar azospermi olan erkeklerde bile klinik tip varikosel varsa operasyonun faydası olduğunu göstermişlerdir. Hastaların %50 sinde semende sperm oluşumu %20 sinde kendiliğinden gebelik rapor eden çalışmalar mevcuttur. Ameliyat sırasında veya öncesinde yapılacak testis biyopsisi genellikle cerrahinin başarısı hakkında fikir verici olmaktadır. Olgun spermatid veya sperm olan hastalarda menide sperm oluşumu görülebildiği halde, hiç sperm bulunamayan hastalarda sonuç alınamamaktadır. Bu nedenle tüpbebek tedavisi yapılan azospermi olan ve aynı zamanda varikoseli olan hastalarda testis biyopsisi sonucunda sperm bulunursa ve hastanın ve eşinin yaşı genç ise gebelik oluşsa bile varikosel operasyonu olmalarını tavsiye ediyoruz.

Doç Dr Rana Karayalçın ve Ankara Doğum Doktorları adres ve telefon bilgileri yukarıdaki gibidir. Eğer yukarıda yer alan Doç Dr Rana Karayalçın ve Ankara Doğum Doktorları bilgilerinde bir hata olduğunu düşünüyorsanız lütfen bizimle iletişime geçiniz.