Buy Best Rolex Replica Watches Watches accept paypal
Kamboçya Şehirleri : Phnom Penh - Ankara Şehir Portalı
Gez Gör

Kamboçya Şehirleri : Phnom Penh

Euro ile Kira

Kamboçya

Kamboçya’nın Başkenti : Phnom Penh 

Herkese selamlar. Size Kamboçya’yı anlatmaya devam edeceğim. Sihanoukville’de otelde bir gece konaklamadan sonra erkenden kalktım. Otelden çıkış işlemleri için lobiye indim. Lobideki görevliye Phnom Penh’e gideceğimi ve otobüs terminaline gitmek istediğimi belirttim. Otel görevlisi de ben istersem Phnom Penh otobüsünde yer ayırtabileceğini ve otobüs firmasının gelip beni otelden alabileceğini söyledi. Ben de memnuniyetle kabul ettim. Phnom Penh otobüs bileti ücreti olan 11 USD’yi lobideki görevliye ödedim. Sabah saat 10:00 otobüsü için bilet almıştım. Otobüs firmasına ait küçük bir minibüs gelip beni otelden aldı ve Sihanoukville terminaline kadar getirdi. Otobüsün hareketine beş dakika kala terminale ulaşmıştım. Tam zamanında geldim. Otobüs klimalıydı ve yolcuların içinde benim haricimde birkaç Çinli yabancı yolcu vardı. Sihanoukville – Phnom Penh arası yol asfalt idi ama yine tek şerit geliş ve tek şerit gidiş şeklindeydi. Kamboçya doğası bozulmamış ve harika bir ülke ama şehirler arası yolların sadece tek şerit olması önemli bir eksiklik olarak göze çarpıyor. Sihanoukville’den Phnom Penh’e otobüs yolculuğu yine yolların tek şerit olmasından dolayı tam 5 saat sürdü. Yollar biraz daha geniş olsa çok rahat 3 saatte gidilebilecek bir yol. Merak edenler için Sihanoukville – Phnom Penh arası yolun uzunluğu 227 km’dir. Öğleden sonra saat 15:00 gibi Phnom Penh Otobüs Terminali’ne vardım. Muson yağmurları sona ermişti ve bu yüzden hava oldukça sıcaktı. Yağmur yoktu. Otobüs terminalinden Tuk Tuk’la kalacağım otele geçtim.

Phnom Penh Otobüs Terminali
Phnom Penh Tuk Tuk

Phnom Penh Gezilecek Yerler

Phnom Penh’e gelmeden önce internetten De Art Hotel ismindeki otelde yer ayırtmıştım ve iki gecelik oda ücreti olan 55 USD’yi otele vardığımda kredi kartıyla ödedim. Otel genel olarak güzeldi ama asansör yoktu. Benim kaldığım oda da üçüncü katta olduğu için inip çıkarken epey yoruldum. De Art Hotel tam Phnom Penh Night Market yani gece pazarının karşısındaydı. Pazar, akşam kurulacaktı ve ben pazarı görmek istiyordum. Ondan önce şehri gezmek için bolca zamanım vardı. Eşyalarımı yerleştirdikten sonra oteldeki ücretsiz Phnom Penh haritalarından birisini aldım ve otelden dışarı çıktım. Bu noktada kısa bir parantez açıp Kamboçya hakkında birkaç not iletmek istiyorum. Kamboçya yüzölçümü  181.000 km kare  ve yaklaşık 16,5 milyon nüfusa sahip. Başkent olan Phnom Penh de aynı zamanda ülkenin en büyük şehri ve 2 milyon insanı barındırıyor. Phnom Penh ünlü Mekong Nehri kısıyında yer alıyor. Bu kısa bilgilerden sonra gezimi anlatmaya devam edeyim. Haritadan otelimin Mekong Nehri’ne çok yakın olduğunu gördüm. Yaklaşık 10 dakika yürüyüş sonrası Mekong Nehri kıyısına vardım. Nehir çok geniş ve heybetli duruyor idi. Nehir boyunca uzun bir sahil şeridi var ve insanlar akşam üstü nehir kıyısında geziyorlar. Güzel havanın tadını çıkartıyorlar. Yolu bir gün Phnom Penh’e düşenler olursa Mekong Nehri sahil şeridinde bolca restoran, bar olduğunu söyleyebilirim. Sihanoukville aksine Phnom Penh’de yabancı sayısı oldukça fazla.

Mekong Nehri
Phnom Penh

Merak edenler Phnom Penh nehir kıyısında çekilmiş aşağıdaki videoyu seyredebilir.

Mekong Nehri boyunca yürüdüğümde önüme birkaç Budist tapınağı çıktı. Bilmeyenler için söyleyeyim Kamboçya’da halkın büyük çoğunluğunun dini Budizm’dir. Tayland’ta da benzer şekilde çok fazla Budist tapınağı gördüğüm için benim için bu tapınaklar sıradan bir durumdu. Mimari olarak Tayland’takilere benzediklerini söyleyebilirim. Biraz daha ilerleyince Phnom Penh Kraliyet Sarayı ‘nı gördüm. Hava kararmak üzereydi ve bu saray oldukça görkemli gözüküyordu. Kamboçya tarihine kısaca göz atacak olursak Kamboçya halkı yani Khmerlerin soyu 802 yılında kurulan Khmer İmtparatorluğu ‘na kadar gidiyor. Khmer İmparatorluğu , zamanında bölgenin en güçlü devletiydi ve şu anki Kamboçya, Laos, Tayland, Myanmar, Malezya, Vietnam topraklarında hüküm sürmüştü. Bu imparatorluk 1431 yılında yıkıldıktan sonra Khmerler bir daha o eski muhteşem günlerine dönemediler. Birçok defa toprakları dış güçler tarafından işgal edildi. Hatta Fransız işgali altında bile kaldılar ve günümüzdeki Kamboçya Krallığı ‘nı daha küçük bir alanda kurdular. Kamboçya meşruti monarşi ile yönetilen bir devlettir. Başta kral bulunuyor ve ülkeyi başbakan yönetiyor. Phnom Penh Kraliyet Sarayı ‘nın birkaç fotoğrafını çektikten sonra otele dönmeye karar verdim. Hava kararmıştı ve Phnom Penh Gece Pazarı kurulmuş olması lazımdı. Yarım saatlik yürüyüşten sonra otelime vardım. Hemen karşıdaki Gece Pazarı çoktan kurulmuştu. Orda dolaşarak kendime uygun yemek bulmak amacındaydım. Tayland’ın ünlü yemeği olan Pad Thai , bu pazarda da vardı. Hemen bu yemekten söyledim. Güzelce karnımı doyurduktan sonra otelin yanındaki bakkaldan su ve atıştırmalık birkaç sandviç aldıktan sonra odama geçtim. Oldukça yorucu bir gündü ve benim bir gecem daha vardı. Yarın şehrin simgeleri olan anıtları, heykelleri ve Soykırım Müzesini görmek istiyordum. Odada biraz TV seyrettikten sonra çoktan uyuyakalmıştım ama Phnom Penh Kamboçya gezim devam ediyordu.

Phnom Penh Kraliyet Sarayı
Phnom Penh Bağımsızlık Anıtı

Sabah kalktım ve otel yakınlarında küçük bir restoran bulup karnımı doyurdum. Yemek fiyatlarından bahsetmek gerekirse öğün başına 5-10 dolar kadar para harcıyorsunuz ve doyuyorsunuz. Kamboçya nispeten ucuz bir ülke. Karşılaştırma için bir ölçü vermek gerekirse burda benzinin litresi 1 USD seviyesinde bulunuyor. Hava yine oldukça sıcaktı ama ben şehrin şimgesi olan Phnom Penh Bağımsızlık Anıtı ‘nı görmek istiyordum. Yürümeyi seven bir insan olduğum için ben yürümeyi seçtim ama siz 1-2 dolar vererek Tuk Tuk’la veya taksilerle Bağımsızlık Anıtı’na gelip fotoğraf çektirebilirsiniz. İngilizcesi Phnom Penh Independence Monument olan bu büyük anıtı şehirdeki tüm insanlar biliyor, o yüzden kolayca bulabilirsiniz. Anıtın içine kadar girmedim ama uzaktan görebildiğim kadarı ile içinde ateş yanıyor. Birkaç asker başında nöbet tutuyordu. Bağımsızlık Anıtı’nın birkaç yüzmetre yakınında Phnom Penh Kamboçya Vietnam Dosluk Anıtı bulunuyor. Bu anıtın da İngilizcesi Phnom Penh Camdodia Vietnam Friendship Monument . Bu anıt ta epey büyük ve güzel duruyor. Bu anıtlara çok uzak olmayan Phnom Penh Kral Baba Norodom Sihanouk Anıtı da şehrin bir diğer ünlü anıtı konumunda. İngilizcesini merak edenler için Phnom Penh Statue of King Father Norodom Sihanouk olduğunu söyleyebilirim. Bu heykel ölen eski kralın anısına dikilmiş. Şu an bu kralın oğlu Kamboçya Kralı olarak tahtta bulunuyor. Phnom Penh büyük bulvarlara ve yollara sahip bir kent olarak her gün gelişiyor. Ülke ve şehirde genel olarak dikkatimi çeken çok fazla motorsiklet taksi, tuk tuk ve taksi var. Ülke az gelişmiş ve tekstil dışında önemli bir sanayi kolu olmadığı için fakir halk, çareyi ulaşımdan para kazanmakta bulmuş. Nereye adım atarsanız atın hemen yanı başınızda bir taksici beliriyor ve size nereye gideceğinizi soruyor. İstemediğinizi söylüyorsunuz ama birkaç dakika sonra bu sefer başkası geliyor. Belli bir noktadan sonra bu durum oldukça sıkıcı bir hal alıyor. Bu küçük notum tüm Kamboçya şehirleri için geçerli. Anıt ve heykel turundan sonra şimdi ünlü Phnom Penh Soykırım Müzesi’ne gitmeye karar verdim. Soykırım Müzesi’ni size ayrı bir yazıda anlatacağım.

Phnom Penh Kamboçya Vietnam Dostluk Anıtı

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu